Zeytinyağı Akdeniz diyetinin ana kaynağını oluşturmaktadır. Duyusal ve biyoaktif özellikleri zeytinyağını diğer yenilebilir yağlardan ayırmaktadır. Zeytinyağının biyoaktif özelliklerinin sorumlusu, yağ asidi bileşimi (çoğunlukla oleik asit) ve polifenoller, tokoferoller, steroller ve triterpenler gibi düşük miktarlarda bulunan bileşiklerdir. Zeytinyağında düşük miktarlarda bulunan bir triterpen olan skualenin sağlığa faydalı birçok özellikleri olduğu bildirilmiştir.
Zeytin eski insanlar için de oldukça değerli bir besin kaynağıydı. Bunun en önemli nedeni zeytinin güçlü bir antioksidan olması, diğer bir nedeni ise enerji vermesiydi.
Bütün kutsal kitaplarda zeytin ve zeytinyağı ile ilgili bilgi vardır. Yer edindiği tüm kutsal kitaplarda zeytin ve zeytinyağı bolluğun, adaletin, sağlığın, gururun, zaferin, refahın, bilgeliğin, aklın, arınmanın, yeniden doğuşun, insanlık için önemli erdem ve değerlerin ve kutsallığın sembolü olmuştur.
Akdeniz, yalnızca bir deniz değil, aynı zamanda tarımın en verimli olduğu bölgelerden biridir. Akdeniz iklimi, sıcak yazlar ve ılıman kışlarla tarım için mükemmel koşullar sunar. Zeytin, narenciye, üzüm, enginar ve lavanta gibi ürünler, bu iklimde yetişen başlıca tarım ürünlerindendir.
Akdeniz ve Ege bölgeleri ile Güney Marmara’da Akdeniz iklimi etkilidir. Akdeniz iklimi, yazları sıcak ve kurak, kışları ise ılık ve yağışlıdır. Bu nedenle, Akdeniz iklimi zeytin yetiştiriciliği için oldukça elverişlidir.
Dünyada zeytin ve zeytinyağında önemli yere sahip Türkiye’nin geçen yıl zeytin üretimi, önceki yıla göre yaklaşık yüzde 150 artarak 3 milyon 750 bin tona ulaştı. Bu miktarla zeytin üretimi, Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesini buldu.
Geriye kalan kısmı Akdeniz İklimi’ne sahip Latin Amerika ülkeleri, Avustralya ve Çin’de ve diğer ülkelerde yapılmaktadır.
Çocukların ve yaşlıların Yaşamsal sürecinde yağlar çok büyük bir rol oynar. Söz konusu yağ asitleri kemiklerin güçlenmesini ve gelişmesini sağlar.
